12 Ağustos 2012 Pazar

her şey eğlence

iddia'ya yatırılan para, kazanmak için oynanan para değildir bence.

eğlenceye yatırılan paradır, kurulursun tv'nin karşısına bir solukta izlersin maçı.

15 Temmuz 2012 Pazar

adam gibi izlettirmediniz

arkadaş...

michael jackson'ın gösterilerini çeken kameramanların efekt yaptığını sanarak farklı açılardan çekmesinden ziyade, tek yapılması gerekenin sabit bir uzaklıktan ve önden çekim yapmak olduğunu birileri keşke zamanında söyleseymiş.

ha, michael jackson'ın dansından çok götüne meraklı olan varsa bilemem.

11 Haziran 2012 Pazartesi

hızmaktan hızıntı

köşeyi dönen kamyonu görüyorum. üzerime ışık tutuyolar kaçamiyim diye. dere tepe aşarak binaların arasına koşuyorum. ismimi haykırıyorlar megafondan. o an "ismimi nerden biliyorlar?" diye düşünmenin sırası olmadıgına kanaat getiriyorum.

masayı titreten usb vantilatörün sesiyle ve tepemde yanmakta olan beyaz tasarruflu ampulün aydınlığı ile uyanıyorum efenim. bikaç saniye mal gibi etrafa bakındıktan sonra elimdeki -yatmadan önce açtığım sigara paketinin- çöpleri, yatağımdaki sigara paketlerini daha iyi seçmeye başlıyorum. en azından bu sefer, hızmadan önce gözlüğü çıkarmayı akıl ettiğim için kendimi tebrik ediyorum.

gözlerimi ovuşturarak, elimi yüzümü yıkamadan bir sigara tüttürüyorum efenim. ve arkama yaslanıp, başlayan günüme küfrederek merhaba diyorum.

ve mutlu sonnnn <3 onlar ermiş musakkaya, biz ezelim kerevizi

10 Haziran 2012 Pazar

hani derler ya

bana balık tutmayı değil, tuttuğunu ***meyi öğret kurbaa reyiz!


satmayın lan artık


jennifer lopez götünü, britney spears'ın yüksek doz alıp üzerine 5 kilo makyaj atılmış suratıyla birleştir,
al sana orda burda parfüm satan kızlar.

lütfen artık parfüm satma bahanesiyle genç ergenlerin...
neyse.

7 Haziran 2012 Perşembe

demeseydim

hayat güzel, değil mi dedim ona.
tek fırtta bitirmek istercesine yüklendi sigarasına.
gözleri doldu önce,
isteksiz bir "güzel..." fısıldadı rüzgar kulağıma.
yermiş gibi yaptım ben de,
aşure kadar tatlıydı çünkü.

22 Mayıs 2012 Salı

erkek adam dediğin...

"İşçi arılar ayrılabilir
Hatta erkek arılar bile uçup gidebilir
Kraliçe arı ise onların kölesidir"

uu beybi, bi hareketlenme oldu sanki

19 Mayıs 2012 Cumartesi

kızları anlamak #1

bilmiyorum daha önce dikkat ettiniz mi,

kızlar kameraya poz verirken illa bi yana dönüyor. Facebook'da dolanırken profil resmine baktığım her kız istisnasız bi yöne dönmüş.

niye bu kadar kasılıyorlar anlamıyorum, ufuklara bakarak düğün resmi çektirenler gibi.
komik, yapmacık, yaratıkça.

tmm sakinim.

13 Mayıs 2012 Pazar

gundam

Türkiye'nin gündemini değiştirmek çok kolay değil mi?

herkes galatasaraylı oldu bir günde.

6 Mayıs 2012 Pazar

kim lan bu erol egeman

hayatı boyunca karanlığa mahkum edilmiş adama güneşi tasvir etmesi istendi.

adam fiziki olarak zor birşeyi başardı: götüyle güldü...

3 Mayıs 2012 Perşembe

dinlemek üzerine

insanlara konuşmayı öğretmeden önce aslında dinlemeyi öğretmek gerekiyor.

"konuşulanı dinlemeyip sadece sıranın kendisine gelmesini bekleyen insanlar topluluğu",
sizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum.

2 Mayıs 2012 Çarşamba

kirpicikler

"Soğuk bir kış sabahı çok sayıda kirpi donmamak için hep birlikte ısınmak üzere bir araya toplanır.
Ama kısa süre sonra oklarının birbirleri üzerindeki etkilerini görüp yeniden ayrılırlar.

Isınma gereksinimi onları bir kez daha bir araya getirdiğinde okları yine kendilerine engel olur ve iki kötü arasında gidip gelirler, ta ki birbirlerine katlanabilecekleri uygun mesafeyi bulana kadar. Bunun gibi, insanların hayatlarının boşluğundan ve tekdüzeliğinden kaynaklanan toplum gereksinimi onları bir araya getirir, ama nahoş ve tiksinti verici özellikleri onları bir kez daha birbirinden ayırır. Fakat iç ısısı yeterince fazla olanlar sıkıntı ve kızgınlık yaratmamak veya hissetmemek için toplumdan kaçacaktır."
said Arthur Schopenhauer.

So, i'm Forest Gump.

29 Nisan 2012 Pazar

dağdan ineni bağda boğmak

gidecek bi yeri olmayan için nereye gittiğinin önemi yoktur.
çoğu zaman sadece yolda olmanın yeteceğini düşünürsün, ama yetmez.

"evrene pozitif mesaj yolla, pozitif şeyler gelsin :) ",
"odamı feng shui'ye göre ayarladım artık ölsem de gam yemem :) "

imreniyorum böyle düşünenlere
şalter'i kapatmak gerekiyor sanırım bazen. cuvvvvv.

26 Nisan 2012 Perşembe

büyümesemiydik

mekanımız lise, sınıfımızda 6 kız 7 erkek var.
teneffüslerde yaklaşık 30 mevcutlu TM sınıfının (27 kız 3 erkek gibi bir oran)
sıkılan 3 elemanı da bizim sınıfa gelirdi.

e ergenliğin verdiği bi enerji de var tabi. ne yapsak ne etsek, derken...
"şuna dalmayan ibne" oyununu geliştirdik sıkıntıdan.

10 erkeğiz, herkes 1 defa dayak yiyip 9 defa adam dövmüş oluyordu.
gayet adil di mi?

lise zamanındaki o dövüşlerin hala tadı damağımdadır.

mükemmel bir stres atma yöntemiydi.

hem fazla enerjimizi hem stresimizi atar, hem dostluğumuzu pekiştirirdik.

kavga bittikten sonra köşeme çekilir, sessizce arkadaşlarımı izlerdim :)
kırmızı suratlar, çekiştirilmekten bezmiş kıravatlar, sesli nefes alıp vermeler,
yumruk yemiş kafasını tutanlar, topallayanlar...

bu mükemmel manzarayı hatırladıkça içtiğim sigaranın tadı daha hoş gelir.

farketmeden fight club kurmuşuz resmen ama kurallarımız değişkendi :)

bigün sınıfca yemeğe gitmiştik, erkeklerin yarısı çatalla yarısı eliyle yedi kızarmış patatesleri.
okula gidince bunun bir dövüş sebebi olacağını hepimiz biliyorduk :)

çatalla yiyenler VS elle yiyenler, READY! FIGHT!
elle yiyenler 3 kişiydi, ben 4 kişilik çatalla yiyenler gurubundaydım

elle yiyenlerden bir kişi mecburen 2 kişiyle dövüşmek zorunda kalıyordu yani.

ve o arkadaş ikimize birden zıplayıp Van Damme'vari bir tekme sallamak istedi ve götünün üstüne düştü.
biz de izliyoruz napıo bu die

dövüşlerde en çok şişman olanın üstüne binmeye ya da omuzlarına çıkmaya bayılırdım

neyse sigaram bitti :)

21 Nisan 2012 Cumartesi

hope

"etrafta uçuşuyor
birisine konmalı
sıra bendeydi hepsi bu
kasırganın ortasındaydım
sadece fırtınanın bu kadar uzun süreceğini tahmin etmemiştim."

26 Mart 2012 Pazartesi

olsun

annem hep küçükken derdi ki:
"yeter oğlum kafana yicen terliği artık!"

dediği doğru çıktı.

hep kafama terlik yedim şu hayatta

zamanla anlıyor insan dünyayı, atılan terliğe vole çakmayı

21 Mart 2012 Çarşamba

klasik bir ben var benden içerü

son zamanlarda içtiğim sigara sayısındaki artış, yaşamımın anlamsızlığına paralel.
tutarsız düşünceler, anlamsız öfkelenmeler, bitmek tükenmek bilmeyen nalet can sıkıntısı,

boşa oksijen.

This was freedom.  Losing all hope was freedom

14 Mart 2012 Çarşamba

kel başa şimşir yarak

hani böyle bazen "nası hayat lan bu, yaşıyorum ama kimin için, hangi hedef uğruna" falan dediğiniz anlar oluyorsa, sıkmayın tatlı canınızı; aşkmış, paraymış malmış, mülkmüş geçin bu işleri hele. hayatınıza, virüs bulaşmış windows muamelesi hiç yapmayın :) elbet çaresi vardır gözünüzde büyüttüklerinizin. başarılı ya da mutlu olmanın 100 altın kuralı falan da yoktur, sen neyi seviyosan onunla mutlusundur, götüne pandik at ve kendine gel. yoksa ben atacam yeter. i love sopa

11 Mart 2012 Pazar

sen hiç safariye gittin mi?

sıcak bir yaz günü, mekanımız afrika :)

arkadaşlarla geyik peşinden koşturup karnımızı doyurduktan sonra, öğlen sıcağının verdiği rehavetle uzunca bir ağacın altında kestiriyorduk.

bi yandan da aslan kardeşlerimize, geyik yakalama üzerine tüyolar veririyor idik.

derken  zamanın nasıl geçtiğini anlamadık ve akşam olup hava karardığında, arkadaşlara odun toplamasını söyledim ve cebimde kalan son çırayla ve benzini bikmekte olan zippo'm ile kamp ateşimizi yaktım.

önceki gün bulduğumuz yılan yumurtalarını bir güzel kaynattıktan sonra afiyetle yedik.

şu kafa yapan meyvelerden bikaç tane çaktıktan sonra ağaç evimizde inzivaya çekildik.

ertesi gün ilk uyanan ben oldum her zamanki gibi, sabah sporumu yaptım.

fil rıfkı ziyarete geldiğinde sporumu bitirmiş kahvaltımı yapmıştım.
dedi abi gel iki güreşek hem hamlığımız gider, peki dedim.
saniyesinde kündeye getirip minder dışına fırlatmamla, rıfkı hafiften ağlamaklı oldu.

sonra iş başa düştü ve "üzülme olm, zamanında satranç birincisiydim" diyerek gönlünü aldım, gülüştük falan.

rıfkı tuvaletinin geldiğini söyleyerek benle ve arkadaşlarımla vedalaştı, zaten belliydi paso osurmasından...

maymunlara iki hareket çektikten sonra, safarimiz burada son buluyordu.

seneye bu vakitlerde tekrar geleceğimiz için o günleri şimdiden iple çekiyordum.

11 Şubat 2012 Cumartesi

sie sind du

bi lafa bakarmış lafmıymış diye, bi de adama bakarmış adammıymış diye

"adam mısın lan sen pezevenk?"

17 Ocak 2012 Salı

kaybolduğum da oldu benim


bilseler de es geçerler

Bilmezler yalnız yaşamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler.

ne güzel söylemiş Orhan Veli.

3 noktayı kullananın kendini şair sandığı güzel ülkemin şair insanlarına sesleniyorum. (tamlamaya gel)

lütfen lisedeki Türkçe derslerini can kulağıyla dinleyin. Lütfen.

12 Ocak 2012 Perşembe

anlamıyorum

sigara'nın tadı / kokusu çok kötü gelmeye başladı, sanki bok sarıp içiyomuşum gibi.

nedenini bi anlasam, griple mi alakalı, yediğim içtiğim birşeyle mi alakalı çözemedim
ama, "seni bulacaaam olm, seni bulacağm"

yalnız bende değil manyaklık hali

odamdayım, can sıkıntısından ne yapcamı düşünürken, arkadaşların tuhaf muhabbeti ilgimi çekiyor:

A: küllüğüm nerde len?
B: orda.
A: ordaaaa bir köy var uzaktaaaa.
B: (arkadaş fazla hızlı buldu ki) ordaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa bir köy var uzaktaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa

A + B : o köyyyyyyyyyyyyyyyyyy bizim köyümüzdüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüür
hani orhan veli'nin bir şiiri var

Akşamüstüne doğru, kış vakti;
Bir hasta odasının penceresinde;
Yalnız bende değil yalnızlık hali;
Deniz de karanlık, gökyüzü de;
Bir acayip, kuşların hali.

Bakma fakirmişim, kimsesizmişim;
- Akşamüstüne doğru, kış vakti -
Benim de sevdalar geçti basımdan.
Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış;
Zamanla anlıyor insan dünyayı.

Ölürüz diye mi üzülüyoruz?
Ne ettik, ne gördük su fani dünyada
Kötülükten gayri?
Ölünce kirlerimizden temizlenir,
Ölünce biz de iyi adam oluruz;
Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış,
Hepsini unuturuz. 

aynen, yalnız bende değil manyaklık hali.

6 Ocak 2012 Cuma

ormanımı yaktılar şehre indim


"hayvan oldugunu itiraf etmekte zorlandıgını söylesem yalan atmış olmam gibi bi cümle kullanmayacağıma emin olabilirsin, çünkü i know that u are." dedi sigara dumanını suratıma üflerken.

güldüm.

2 Ocak 2012 Pazartesi

sigarasız geceler

çocukken ne güzeldi di mi :) istediğimizi yapardık dayak yiyeceğimizi bile bile :)
sonraları ...miş gibi yapmayı öğrettiler bize, ağzımıza sıçtıkları an o andır :)
aslında sorsan herkes çocukluğuna dönmek ister, çocukluğu kötü geçmediyse tabi

ama umutsuzca ..miş gibi yapmaya devam ederler.
bağımlılık sadece sigara alkol vs değildir, normal olmaya çalışmak, topluma uymak da bir bağımlılıktır bence

belki de yaşamımı zor kılan da budur, bu bağımlılığın farkında olmak fakat istemeden de olsa (sikil)...miş gibi davranmak :)